“Konusunda en az üç yıl deneyimli…” diye başlar pek çok iş ilanı. Herkes deneyimli insan ararsa her sene mezun olan yüz binlerce insan ne yapacak? Ya bedava ve sigortasız angaryacılık staj ya da gökten deneyim bekleyecek. Gerçi gökten bir çuval deneyim düşse hangisinin ne menem bir deneyim olduğunu anlamak da epey zor olacak.
Deneyim derken kimin ne kastettiği, duyanın ne anladığı da kolay öngörülebilir bir şey değil. Zaten bu deneyim lafı nereden, nasıl çıktı, nasıl dile her kapıdan giriverdi pek anlaşılmadı. Eskiden “tecrübe” vardı. İş tecrübesi, hayat tecrübesi, seyahat tecrübesi denin o iş ya da işlemi pek çok defa yapmış olmak, hakimiyet detaylarını bilmek anlaşılırdı. Tecrübeli kalp cerrahı, bilmem kaç kere kalp mıncıklamış, elinde jonglör gibi oynamış, ameliyatta hata yapma ihtimali en düşükten daha düşük adamdır örneğin.
Tecrübeli futbolcu, rakibe tekmeyi sallarken ya da yalandan ceza sahasında yere düşerken, değil hakemi kendini bile inandırabilen, transfer canavarı adamdır. Yani tecrübe sık ya da çok yapma ve hakimiyettir. Yerine deneyim demek neredeyse imkansızdır. Günlük kullanımda içinde deneyim geçmeyen konu pek azdır. Altına uygun sepet takılırsa, dünyayı seksen günden az zamanda dönerek hem Richard Branson’u hem de Paspartu’yu kıskandıracak kocaman bir balon kadar şişmiştir. Dil kurumu “bir kimsenin bir sürede ya da hayat boyu edindiği bilgilerin tamamı” derken, günlük hayat konunun bilgiyle olan ilişkisini müsteşar seviyesinin de altına indirmiştir.
Hep Bir Deneyim Halindeyiz
Oteller tatil deneyimi sunarken, kebapçılar lahmacun, otomobiller sürüş, ayakkabılar yürüyüş, gözlükler görüş, bankamatikler finansal işlem yapma deneyimi sunarlar.
Teknolojinin insana hükmetmesi gerektiğine, kendilerinin de teknolojiye hükmettiklerine inan ve sadece bilgisayarca konuşabilen tayfa, deneyim lafını Arap’ın yağı bol bulunca sürdüğü gibi her yere boca ediverirler. Dijital medyadan girer, disiplinler arası osilasyonlarla arayüzlere erişip sonunda elbirliği ve başarıyla içi boşaltılan “tasarım” kavramına bağlayarak kimsenin anlayamayacağı şatafatlı bir deneyim sunuverirler. İnsan “kullanıcı”ya indirgeneverir. Kullanıcı almak için pek ehil görmeseler de onların yapabilecekleri enayilikleri en aza indirgemek için deneyimi tasarlarlar.
Teknoloji konuşuyorsanız, “Amerikan kaşığıyla Türk boku yemek” tartışılmaz zorunluluktur. “KD” (kullanıcı deneyimi) derseniz kimse bir halt anlamaz ama “UX” (user experince) derseniz havanız tamamdır. Satmaya çalıştığınız kurumlardakiler de o “X”i yaşayacak olan insancıklarda! Herkes “deneyim satan servis şirketi”dir.
Bir uygulamanın görüntüsünün güzel olması kullananların bunu kolayca ve doğru kullanmasını sağlamaz. İhtiyacı doğru ise de bunu çözecek sosyolog, psikolog, ortopedist, dilbilimci, semiyolog, antropolog, vantrolog ortak çalışmasının gerçekleştirilmesi hayal sınırlarını şiddetle zorlamaktadır. Hal böyle olunca deneyim şirazeden çıkıp günlük hayata joker olarak daldı. “Akşam Ahmet’le kötü bir yatak deneyimi yaşadım ama sabah avokadolu omlet deneyimi ilginçti”, “Çay epik feyliyırdı ama o saatte granola deneyimi paha biçilmez. Toplamı everıc bir deneyimdi denebilir” cümlesinin birkaç kelime ya da öznesinin değiştirilmesiyle hayatın her alanına ve anına fütursuzca sızması normalleşti.
Deney lafı, lise kimya laboratuvarlarından sızmaya çalışırken, “deneyimlemek” diye de bir fiil çıktı. Televizyonda “hafta sonu sabahı, ormanda yürümeyi ve kozalak toplamayı deneyimleyeceğiz” deniyor ya da “bilmem ne marka arabanın dizel bilmem ne modelini yağışlı havada deneyimleyeceğiz” diyorlar pek bir şey denemediler harhalde. Ya “Avrupa ülkelerinin tamamını deneyimlemek isteyenler!” Deneme sınavlarını, deneyimleyerek sınav deneyimi kazanacak çocuklar, sınav sistemleri değiştirme deneylerinin tüplerinde, dilleriyle beraber ziyan olup gidebilirler.
Aslında deneyimin bir fayda olarak her alanda ittirilmesinin önemli bir nedeni fonksiyonel, elle tutulur faydanın, teknolojinin yaygınlaşmasıyla, ayrıştırıcılığını yitirip yerine yeni ve duygusal faydaya doğan ihtiyaçtır.
Deneyim. Deneyin. Denesinler. Belki anlarız.