Dört dörtlük indirimler, günün fırsatları, black fridayler yani kara cumalar, bahar indirimleri ve adını saymayı unuttuğum nice kampanyalar. Yeterince alışveriş yapmıyormuşuz gibi bir de bu tarz kampanyalarla hep daha fazlasına teşvik ediyorlar. Ticari olarak bakarsak gerçekten çok başarılı ama geleceğimiz adına bakarsak oldukça üzücü diyebilirim. Nereye kadar bu şekilde devam edeceğiz hiç bilmiyorum ama artık tüketim konusunda bir doyum noktamız olmalı diye düşünüyorum.
Yakın bir zamana kadar çok fazla takıldığım bir konu değildi bu. Daha doğrusu bilinçli bir tüketici olduğumu düşündüğümden sorun etmiyordum diyebilirim. Bu konu da ilk aydınlanmamı gardrobumu düzenlerken yaşadım. Düzenli olarak giymediğim kıyafetleri elememe rağmen yine de dolabımda kullanmadığım kıyafetler oluyordu. Ne zaman, ne kadara, niye aldım, bunca zaman neden hiç giymedim inanın bilmiyorum. Zevkime uymuyor desem alan kişi de benim o da garip. Her neyse işte bu durum bir ışık yaktı.
Bir diğer aydınlanmayı ise Youtube’de video izlerken yaşadım. Youtube’de denk geldiğim bir çift önce panelvan araba aldılar. Bu aracı karavana dönüştürerek evlerinden bu araca taşınacaklardı. Öyle de yaptılar ama asıl benim dikkati mi çeken olay evlerini boşaltırken yaşandı. Evleri artık karavan olacağından sahip olacakları yani yanlarında bulundurabilecekleri eşyalarda sınırlı olacaktı. Kısaca sadece ihtiyaçları olan eşyaları almak zorundalardı. Ve onlar eşyalarını ayırırken şöyle diyorlardı;
“Bu eşyaları ayırmak gerçekten çok zor. Kullandıklarımız var, birde bir gün kullanırız diye ayırıp dolapta sürekli duran eşyalarımız.”
Bu cümlelere gerçekten çok takıldım. Açtım dolabımı harbiden de dedikleri gibi bir kullandıklarım var birde kullanırım diye yer işgalinden öteye gitmeyen eşyalarım. Özellikle en boş harcamalarımı Beşiktaş formalarına yapmışım diyebilirim. Aldığım fiyatlardan hesap yaptığımda hiç gözüme görünmemesine rağmen baya para harcamışım. Üstelik bu formaları da halı saha maçlarına bile giymiyorum. Niye varlar ayda yılda bir kere giymek için. İki veya üç tane olsa yetiyor mu fazlasıyla yetiyor. Bu aydınlanmalardan sonra kendimce büyük bir karar aldım. Başta formalarım olmak üzere bu kullanmadığım eşyaları elden çıkarmaya karar verdim. Yıllardır hayalini kurduğum karavan yaşamı var ve ben bunu gerçekleştirmek istiyorsam biraz daha gerçekçi olmalıyım diye düşündüm. Sanırım kararımda da beni en çok etkileyen bu oldu.
Alıp Alıp Kullanmadığımız Kıyafetlerimiz
Düşünsenize herhangi bir alışveriş sitesinde bir şey görüyorsunuz. Alıp almamak arasında gidip geliyorsunuz. İşte ben bu karar aşamasında artık şöyle diyorum kendime; olmasa oluyor mu? gerçekten çok mu gerekli? İnanın her seferinde almaktan vazgeçiyorum. O anda olmasa da sonrasında aslında alsam yine bir gün kullanırım kategorisinde yer alacağını görüyorum. Bu değişim maddi açıdan da oldukça rahatlatıcı oluyor. Mesela dolabımdan bir şeyler satıyorum ama bunları elden çıkarmam bana ihtiyaç doğurmuyor.
İnanın tüketim konusunda biraz daha dikkatli olmak size hiçbir şey kaybettirmez. Her zaman elinizde biraz ekstra zaman olması, cebinizde biraz ekstra para olması ve dolabınızda biraz ekstra yer olması iyidir.